12 Mart 2016 Cumartesi

KİTAP ÖNERİSİ-THE COLLECTOR/KOLEKSİYONCU

Bu kitabı halamın kitaplığında buldum. Yazarı John Fowles' in ismini daha önce hiç duymamıştım başka bir eserini de okumamıştım ve bunun benim açımdan büyük bir kayıp olduğunu kitaba başlar başlamaz anladım. Müthiş akıcı bir dil kullanılmış. Kitap sanki okuru yutuyor, olayları yaşatıyor ve kitap bittiğinde sersemlemiş bir şekilde bırakıyor. Uzun zamandır böyle lezzetli bir kitap dili yakalamamıştım. Koleksiyoncu'yu ve yazarın diğer kitaplarını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.

Kitabın konusu;



Frederick Clegg belediyede çalışan silik kişilikli, içine kapanık ve kendine güven sorunları olan küçük bir memurdur. Boş zamanlarını kelebek koleksiyonu yaparak geçirir, bu hobisi belki de onu hayata bağlayan tek olgudur. Clegg, Miranda Grey adında üst sınıftan bir güzel sanatlar öğrencisine uzaktan uzağa tutkundur, ancak ona açılamayacak kadar da antisosyal bir kişiliğe sahiptir. Haliyle Miranda'nın Gregg'in varlığından haberi bile olmaz.
Bir gün piyangodan yüklüce bir miktar para kazanan Clegg, işinden ayrılarak taşrada gözlerden uzak görkemli bir ev satın alır ve burada yaşamaya başlar. Evin mahzenini dayayıp döşeyerek evin içinde gizli bir bölme oluşturur ve burayı da her türlü konforla donatır. Sonra da gizlice takip ettiği Miranda'yı kloroformla uyutup kaçırarak buraya kapatır. Clegg onu cinsel açıdan taciz etmez, işkence yapmaz, hatta aksine çok nazik davranır. Miranda bir bakıma onun kelebek koleksiyonunun bir parçası gibidir. Clegg zamanla Miranda'nın kendisini sevmeye başlayacağını umud etmektedir.
Romanın ikinci bölümü Miranda'nın ağzından ve onun esareti sırasında tuttuğu günlüklerden bölümler halinde anlatılır. Miranda başlarda Clegg'i anlamaz ve ondan çok korkar. Ama sonra ona acımaya başlar. Hatta kendisine karşı beslediği umutsuz ve karşılıksız tutkusunu Shakespeare'in Fırtına adlı eserindeki kötü karakter Caliban'a benzetir (O eserde Miranda adlı bir karakter de vardır). Buna karşılık olarak Clegg de ilk adının Ferdinand olduğunu söyler (O oyunda Miranda'nın kalbini kazanan Ferdinand adlı bir karakter de vardır)
Miranda birkaç kez kaçmayı dener ama her seferinde Clegg tarafından engellenir. Clegg'i baştan çıkararak dikkatini dağıtma girişimleri de başarısız olur. Bir ara onu öldürmeyi de düşünür ama bu fikrinden çabucak vazgeçer, çünkü bunu yaparsa onun seviyesine inecektir. Bir süre sonra Miranda zatürree nedeniyle ölür.
Romanın üçüncü bölümü tekrar Clegg'in ağzından anlatılır. Miranda'nın ölümüyle çok sarsılan Clegg önce intihar etmek ister, ama kızın anılarını okuyup kendisini hiçbir zaman sevmemiş olduğunu öğrenince bundan vazgeçer ve Miranda'nın ölümünden sorumlu olmadığı kanaatine varır. Sonunda başka bir kızı daha kaçırıp 'koleksiyonuna' katma planları yapmaya başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder