5 Nisan 2014 Cumartesi

1.HİKAYE



Uzaylı kardeşim OMNİ 3,
Dünyada hayat şu aralar çok sıkıcı. Şu aralar ailem fena halde kiloma takmış durumda. Bu yüzden doktora götürüldüm desem inanır mısın? Evet bir gün okula gelip beni dersten apartopar alıp doktora götürdüler, sanki yüzyılın suçlusunu yakalamış gibi, doktor beyin önüne sürdüler. Doktor bey ise sabahtan beri 100 tane çocukla uğraştığı için,  ailemi son derece dikkatle dinlemiş gibi yapıp, beni yalancıktan bir muayene edip, bir sürü nasihat verip, bizi postaladı tabiî ki. Ancak o nasihatleri fazla ciddiye alan ailem, başta çikolata olmak üzere, pizza, hamburger, kola, cips ve tüm şekerli yiyecek içecekleri yasakladı.     
Meyve suyunu bile günde 1 taneyle sınırladılar, “inanılır gibi değil” dediğini duyar gibi oluyorum. Neyse ki senin uzayda böyle dertlerin yok, ihtiyacın olan tüm vitamin ve minerallari kapsül şeklinde alıyorsun biliyorum…
Keşke çikolatanın da bir hapı olsaydı. Şöyle bir tane ağzına attığında midende 1 kilo yemişsin etkisi yapacak, ağzından tadı saatlerce silinmeyecek bir çikolata hapı olsa ne harika olurdu. Asla şişmanlamazsın J Sevgili kardeşim laboratuarlarınızda bu hapı üretmeyi denemelisiniz, eğer başarabilirseniz dünyadaki milyarlarca çocuk, bu hapı icat eden uzaylıyı,  ABD başkanlığına bile oturtabilirdi, evet biz çocuklar bu güce sahibiz ve sonsuz enerji yerine, sadece sonsuz çikolata vaat edecek biri için bu gücü kullanabiliriz.
Aslında bir zaman makinesi yapıp geçmişe gitmek isterdim, evet bunu yapabilseydim kesinlikle hayatım kurtulurdu. Çokbilmiş halam ve babamın çocukluğunda hiç de öyle anlattıkları gibi mükemmel olmadıklarını kanıtlardım, onları kameraya çeker, sonra şimdiki zamana döner, hodri meydan derdim. Babam neyse de, halam yok mu halam, sanki bir melek!!! hep ders çalışmış, hep kitap okumuş, öyle ki misafirliğe gittiklerinde bile doğruca evsahibinin kitaplığına koşar, bir tane kitabı alır ve orada kaldıkları saatler içinde okuyup bitirirmiş. Bu da bir şey mi? Babamla halamın çocukluğunda sık sık elektrik kesilirmiş, ama buda onları durduramazmış ve cılız mumun ışığında 500 er sayfalık ansiklopedileri devirirlermiş. AHHHH şu zaman makinesi olacak ki, ben size gösterirdim. Demek hiç çizgi film seyretmeyip, sürekli kitap okudunuz, hiç baklava börek sucuk yemeyip, sürekli,  kabak, fasulye yediniz, akşamları bahçede oyuna dalıp, akşam yemeği saatini hiç kaçırmadınız değil mi?
İşte böyle kardeşim, dünyada çocukların hayatı çok zor. Uzayda seninle dertsiz tasasız bir gün geçirmek için neler vermezdim.
Dünyalı kardeşin, Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Merhaba, uzaydan dünyaya baktığında görünen mavi gökyüzü, dünyadaki çocukların sıkıntılarını maskeliyor olmalı, çünkü buradan baktığında dünya yaşamak için mükemmel bir yer gibi görünüyor.
Çikolata hapı konusunda çalışmamızı tavsiye etmişsin ancak önce çikolatayı keşfetmemiz gerekiyor, nasıl bir vitamin bu? Sayfalar dolusu bahsettiğine göre, Siz çocuklar için hayati bir önemi olmalı. Eğer formülünü gönderirsen ve yararlarından bahsedersen,  kişisel eğitimcime konuyu açarım. Bu arada bir önceki mektubunda istediğin volkanik patlama deneyinin formülünü sana ekte gönderiyorum.
Demek uzayda hayatın çocuklar için dertsiz tasasız geçtiğini düşünüyorsun. Bu cümleni okuduğumda öyle büyük bir kahkaha atmışım ki, göbeğim 1 metre ileri gidip geldi, biliyorsun biz uzaylılar karnımızdan gülüyoruz. Keşke düşündüğün gibi olsaydı, ancak çocuk, heryerde çocuk muamelesi görüyor işte. Benimde ailem, her istediğimi yapmama izin vermiyor, daha dün arkadaşlarımla Mars a gitmeme engel oldular. Neymiş efendim, Mars ın yüzeyindeki yaygın demiroksit  alerjimi tetikliyormuş, sonra yataktan kalkamıyormuşum, İĞNE yemek zorunda kalıyormuşum, …muşum,…muşum, böyle devam eden milyarlarca cümleyi salisenin binde biri bir zaman aralığında söylediler. Bütün sınıf Mars a gittiği gün, ben ailemle birlikte Neptün de, saatte 3000 km ye varan hızda esen rüzgarda uçurtma uçurmaya çalıştım L Oysa Mars ta güzeller güzeli TETRA 8 in yanında olmak için neler vermezdim.
Uzaylı kardeşin, OMNİ 3.
…………………………………………………………………………………………………………..

Sevgili Omni 3,
Mektubunu okuduğumda ne kadar mutlu oldum anlatamam. Yanlış anlama, senin mutsuzluğundan, mutlu olmadım elbet. Sadece güneşten 4 milyar 500 milyon km uzaklıktaki devasa bir gezegende bile ailelerin böyle küçük şeylere kafayı takmaları beni eğlendirdi, kendi sorunlarımı da küçük görmemi sağladı bu yüzden sana teşekkür ederim.
Volkanik patlama deneyinin formülü içinde çok teşekkür ederim. Tüm malzemeleri alıp sabah büyük bir iştahla öğretmenimin yanına gittim ve kendisine formülü verdim. Bütün sınıf ördek yavruları gibi dizilip öğretmenimizin peşine takıldık, laboratuara gittik. Öğretmenimiz kapının kolunu birkaç kez çevirdi, açamayınca içerde birileri var sanıp kapıyı çaldı ancak ses gelmedi. O zaman bütün çocuklar kapıya hücum ettik, kimimiz kapının koluna asılıyor, kimi kapıyı yumrukluyor kimi tekmeliyordu, acayip gaza gelmiştik ki öğretmenimiz sesini yükseltip, “çocuklar bu kadar şamata yeter hadi sınıfa dönüyoruz, belli ki kapı kitli, zorlamak anlamsız” diyerek bizi tekrar sınıfa götürdü. Biz sınıfa girince öğretmenim kapının anahtarını almak için, öğretmenler odasına gitti, gidiş o gidiş, bir ders geçti, iki ders geçti, tam 3 ders sonra öğretmenim yüzü kıpkırmızı geri döndü, çok sinirli olduğu belli oluyordu, biz hep bir ağızdan “öğretmenim laboratuara ne zaman gidiyoruz” diye bağırdık. Öğretmen “Laboratuara bugün gidemeyeceğiz çünkü laboratuardan sorumlu öğretmenin tayini çıkmış anahtarı da yanında götürmüş” dedi. Sınıfta birkaç saniye derin bir sessizlik oldu. Sonra sınıfın en bitirimi Hüdo bombayı patlattı “Tayin olan öğretmenimiz neden anahtarı götürmüş ki, asıl laboratuarı yanında götürseydi daha iyi olmaz mıydı”. İşte o an öğretmende dahil hepimiz koptuk, resmen gülme krizine girdik. 

Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..

Sevgili Dostum,
3 gün sonra doğumgünümü kutlayacağız, benim için ne kadar özel bir olay olduğunu anlayamazsın. Düşünsene, sen her 365 günde bir doğumgününü kutlayabiliyor ve bir sürü hediyeler alabiliyorsun. Oysa benim ilk doğumgünüm için tam 164 yıl beklemem gerekti.(1 Neptün yılı 164 Dünya yılına eşit)  Heyecandan yerimde duramıyorum. Keşke senide davet edebilseydim ancak Neptün de bulunduğumuz yerde sıcaklık -175 dereceyi buluyor, sanırım böyle bir ortamda donardın.
Tabi hediye göndermek istersen o başka J
Uzaylı Kardeşin Omni 3.

…………………………………………………………………………………………………………..

Sevgili Omni 3,

Heyecanını anlıyorum, ben doğumgünüm için 1 yıl beklemekten sıkılıyorum, senin 164 yıl beklemiş olmanı hayretle karşılıyorum. Senin yerinde olsam 40 gün 40 gece kutlama yaptırırdım. Eğer ailen bu fikre karşı çıkarsa, biz Türklerin böyle bir adeti olduğunu söyleyebilirsin, inanmazlarsa internete girip bakabilirler.
Uzayda doğumgünü nasıl kutlanır, inanılmaz merak ettim. Doğumgünü fotoğraflarını instagrama koy ya da face e ekle, mutlaka görmeliyim. İnstagram deyince aklıma geldi, sana anlatmadan geçemeyeceğim.  Geçen akşam cepten instagrama girmiştim, o sırada babaannem sütümü ısıtmış bana vermek için eğildiğinde resimleri gördü ve nedir diye sordu. Açıkladığımda, arkadaşlarımın fotoğraflarına instagram aracılığı ile ulaşmam karşısında şok yaşadı. Buda bir şey mi, face, whats up, line da var derken babaannem “yeter, yeter, aklımı kaybedeceğim, bizim zamanımızda insanlar telefonla konuşmak için günlerce hat beklerdi, kapıya postacı gelip mektup bıraktığında günlerce mektupla yatardım” diye söylene söylene, bulmacasına daldı.
İnanabiliyor musun, babamın küçüklüğünde internet, cep telefonu diye birşey yokmuş. Onun için o kadar üzüldüm ki, gözümden bir damla yaş bile aktı, babam çocukluğunu hiç yaşamamış, yıllarca internetin keşfedilmesini beklemiş olmalı, zavallıcık L Akşam eve geldiğinde ona çok iyi davranacağım…
Kardeşin Tosun.
 …………………………………………………………………………………………………………..

Kardeşim Tosun,
Doğumgünü fotoğraflarımı sana göndermeyi çok isterim ancak bunun için facebook, instagram vb kullanamayacağımı üzülerek belirtirim. Bahsettiğin teknolojiler bizim için çok çok eski. Babamın babası bile doğduğunda veri transferi beyin dalgaları ile yapılıyormuş.  
Bu arada 40 gün 40 gece kutlama fikri için teşekkür ederim. Babam” o kadar olmasa da, 3 gün kutlama yapabiliriz” dedi.  En çok istediğim hediye ne olurdu biliyor musun? Bir günlüğüne dünyaya gelip senin yerine geçebilmek.  Senin sıkıcı dediğin hayatı bir günlüğüne de olsa yaşayabilmek… AHHHH keşke uzaydan dünyayı görebilseydin. Güneş sistemindeki en mükemmel gezegen, dostum.  Her uzaylının hayalidir, birgün dünyada yaşayabilmek.
Uzaylı kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..

Dostum Omni,

Bugün evimiz bir hayli kalabalık. Yılbaşı kutlaması yapıyoruz, malum dünya güneşin etrafında 365 gün daha döndü, her sene aynı şey, bir tantana ki sorma. İyi tarafından bakarsak, bu gece sabaha kadar tıkınabilirim J Üstelik sağlıklı şeyler yemek zorunda olmadığım tek gece bu, yuppppiiiii. Gelsin patates kızartmaları, ketçap, kola, fanta, cips, çikolata J J J
Bu gece öyle bir geceki bütün şans oyunları da arka arkaya oynanır, tombala, OKEY, lottary vb, bütün senenin şanssız geçtiğini ve bu tek gecede tüm şansı tek başına ele geçirebileceğini hissedersin. Şans kapına gelmek istemezse ufak tefek hilelerle kendi şansını da yaratabilirsin J Sen şimdi hile nedir onu da bilmezsin, dostum.
Tam ben tombalada 2. Çinko diye bağıracaktım ki, halam TV de çıkan 3 kadın şarkıcıyı da göstererek içerinde hangisinin benim favorim olduğunu sordu. Babam şöyle bir gerinerek “benim oğlum sesten iyi anlar” dedi. Kuzenim Fırat “yok canım o daha 10 yaşında ne anlarmış sesten” diye konuşmaya katıldı. Soru bana sorulmuştu ancak benim dışımda herkes bir yorum yapıyordu ki, birden “en iyisi dopingli olan kadın” diye bağırdım. “Doping mi oda ne” diye herkes birbirine bakıyordu ki halam “haaa, ben anladım, botokslu demek istiyorsun değil mi Tosun cum” diyerek konuya açıklık getirdi. Benim dilimden bir tek halam anlar, anlayışlı kadındır vesselam. Herkeste kahkaha tufanı koptu. Botokslu kadına dopingli demem mi hoşlarına gitti, yoksa başka birşeyden mi bilmiyorum, sabaha kadar bu konuya güldüler. Bense sıkılıp, yanıma 3 paket cips, 2 bar çikolata ve 1 litrelik kolayı alarak odama çekildim. Ve yeni yılın gelmesini hiç istemedim, bu gece hiç bitmesin diye inleyerek paket paket cipslerime sarılarak uyudum.
Tosun Kardeşin.
…………………………………………………………………………………………………………..
Merhaba Tosunum,
(umarım sana bu şekilde hitap ettiğim için bana kızmazsın,  dünkü dersimizde dünyadaki hitap şekillerini inceledik, eğitmenime senin ismini örnek gösterdim ve sevgi ifadesi ile söylemek istediğimde nasıl hitap etmem gerektiğini sordum, Tosunumun uygun olacağını söyledi, açıkçası benimde çok hoşuma gitti Tosunum :)
Yılbaşı eğlencenizi gülmekten katılarak okudum. Bizim kapsülde (dünyadaki karşılığı ev) hiç böyle eğlenceler olmaz. Ailemin en büyük eğlencesi dünyadan alınan bitki numunelerini laboratuarda geliştirmekten öteye gitmez… Bitki demişken, dünyada özellikle de ülkende binbir çeşit harika bitki yetişirken, sen cips, çikolata, şekerlemelere tapıyorsun, buna gerçekten çok şaşırıyorum. Neptünde bir mısır tarlasının içinde yuvarlanabilmek için neler vermezdim. Ya da ayçiçeği tarlası…
Şimdi biraz araştırma yapmam lazım, eğitmenim, uzaydaki en uzak güneş sistemini 1 hafta boyunca gözlemleme ödevi verdi, eğer başarılı bir çalışma ortaya çıkarırsam, bir sonraki seyahatte benide birlikte götüreceğine söz verdi J
Kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sevgili Omnicik,
(madem dünyadaki hitap şekillerini öğrenmek istiyorsun, sana onlardan biri ile seslenmek istedim, birinin adının sonuna “cik” eki getirmekte sevgi ifadesidir, özellikle çocuklara çok kullanılır)
Mektubundan sonra, Neptün hakkında biraz araştırma yaptım. (Biz dünyalı çocuklarında hayatı oyundan ibaret olduğunu sanıyordun değil mi, yeri gelince bizde araştırma yapıyoruz) Yaşamak için en acayip gezegeni seçmişsiniz dostum. Tamam dünya kadar konumu muhteşem başka bir gezegen yok kabul ediyorum ancak güneşe en uzak gezegende neyin nesi?  Güneşten 4 milyar 500 milyon km uzakta bir gezegende pek tabi ki hiçbirşey yetişmez. Aslında kötü bir fikirde değil. Düşünsene hastalandığında nane, limon, zencefil karışımını tatmak durumunda kalmıyorsun. BÖÖÖ tadı o kadar iğrenç ki zaten bu karışımı içme fikri hastalanmama yetiyor. Tamam kızma dostum, bitkilere hakaret ettiğimi düşünüyorsun biliyorum ama ben bitkileri yemeyi değil, seyretmeyi seviyorum, tıpkı senin gibi J Siz uzaylılarda bitkileri yemek için yetiştirmek istemiyorsunuz, sonuçta bir tane hap bulup, sindirim sistemi olayınız çözmüşsünüz. Ama sizinki de yaşamak mı? Şöyle tereyağlı bir Bursa iskenderi olmadan, acılı sosu ile Tekirdağ köftesini hüpletip gümletmeden geçen hayata hayat mı denir??? Yeme içme konusunda nerden geldik? Fena acıktırdı beni, kendimi hemen mutfağa atmam gerek,  veri transferi şeklindeki mektubunu dört gözle bekliyorum.
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..

Kardeşim,
Seninde mi dört gözün var bizim gibi. Oysa ben insanların sadece iki gözü var diye biliyordum, inan çok şaşırdım. Ortak bir noktamız daha olduğu içinde sevindim. 
İyi ki seninle arkadaş olmuşuz, yazdıkların beni çok heyecanlandırıyor, dünya ve insanlar hakkında sayende çok şey öğreniyorum. Bir gün dünyaya gelirsem insanlara nasıl davranacağım konusunda epey fikir sahibi oldum. Mesela dostluğumu göstermek için yanımda mutlaka yiyecek getirmem gerekecek. Bir gün mutlaka dünyaya ziyarete geleceğim o zaman seninle kırlarda uçurtma uçurup,  ağaçlara salıncak kurabiliriz, gölde yüzüp, balık avlayabiliriz, tabi tuttuğumuz balıkların tadına sadece sen bakabilirsin J En çok da süt sağmak, tavukları kovalamak, vişne ağacının dallarına asılıp sallayarak tüm vişneleri yere dökmek istiyorum. Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağının altından geçmek de harika olurdu. Dolu yağdığında çıplak ayak etrafta koşup kafama takır takır dolu vurmasını ve sonrasında soba dediğiniz nesnenin etrafında ısınmayı hayal bile edemiyorum.
Umarım mutfakta ağzına layık bir şeyler bulmuşsundur.
Dostun Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Dostum,
Çok komiksin. Benim dört gözüm yok tabiî ki. Dört gözle beklemek Türkçede bir deyimdir.. Sabırsızlıkla, heyecanla beklemeyi ifade eder. Ama dört göze sahip olmakta süper olurdu, biraz hayal ettim, iki gözüm daha olsa nerde olsun isterdim diye. Elimde olsa fena olmazdı. Elimi arkaya uzattığımda arkayı görürdüm, aşağıya çevirdiğimde aşağıyı, yukarıya uzattığımda yukarısını, tıpkı ayna gibi her yeri gösterirdi. Bence en uygun yer burası olurdu.
Mektubunda dünyaya gelseydin benimle yapmak istediğin şeylerden bahsetmişsin. Dostum, o bahsettiğin şeyleri daha ben bile yapamadım desem, inanır mısın? Şehirde hayatımız bir siteye tıkılmış bir şekilde geçiyor. Sitenin içinde market, kuaför, eczane, spor salonu, mini sinema, havuz, çocuk parkı, koşu ve yürüyüş parkuru vb her şey var. Siteden dışarıya sadece bayramlarda büyükannemin elini öpmek için çıkıyoruz. Elini öpmek dediysem bu da artık sadece bir deyim, eskiden küçükler el öpüyorlarmış, karşılığında da hediye olarak mendil-çorap falan alıyorlarmış. Ancak ben asla öpmem. Asla dediysem, 50 TL ye fit olurum, her şeyin bir bedeli var sevgili kardeşim J
Dünyaya gelmek için elini çabuk tut dostum… Biz insanlar dünyayı öyle büyük bir hızla tüketiyoruz ki…. İklim değişikliği yüzünden kış gününde, penye ile dolaşıyoruz, bir parça kar yağsın diye hergün dua ediyorum. Ben büyüdüğümde iklim bilimci olacağım ve dünyada iklimin değişmesine sebep olan tüm teknolojiyi, ürünleri yasaklayacağım. O güne kadar da kendi ailemin tüketimlerini denetlemeye adadım kendimi. İlerleyen günlerde bu konuda neler yaptığımı seninle daha detaylı paylaşacağım, seninde önerilerin varsa lütfen benimle paylaş dostum.
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………
Sevgili kardeşim Tosun,
Mektubunu heyecanla okudum. Çevre konusundaki hassasiyetin beni çok etkiledi. Dünyada senin gibi bilinçli çocukların olması umut verici.  Bu arada sana büyükannem ve büyükbabamla kaldığım yerden yazıyorum. Babamın bir konferansa katılması gerekiyordu, annemde onunla birlikte gitti, bende iki hafta kadar büyükbabamlarda kalacağım. Büyükbabam çok eğlenceli biridir. Çok seyahat etmiş, evrende gitmediği gezegen kalmamış, dünyaya bile iki kez gitmiş. Hatta bir keresinde neredeyse bir insanla karşılaşıyormuş, tabi hemen ışık hızında uzay aracına dönmüş. Büyükbabamın hikayelerini dinlemeye bayılıyorum. Bende büyüyüp kendi maceralarımı yaşamak için sabırsızlanıyorum.
Dostun Omni 3.
……………………………………………………………………………………………………..
Dostum Omni ,
Sana uzun süre veri transfer edemediğim için özür dilerim. 1 haftadır hasta yatıyorum. Yatıyorum dediysem öyle bir elim yağda bir elim balda yatmıyorum tabi. Günde iki kez iğne oluyorum. Sabah daha yüzümü bile yıkamaya fırsat bulamadan, pijamamı açıp, kaba etime iğneyi batırıp çıkarmış oluyor, sevgili hemşire ablacım. Ama ne tatlı biri, bir görsen, insan ona asla kızamıyor. Kocaman zeytin gibi gözler var, saçları dümdüz beline kadar iniyor, sanki üflesen uçacak dedikleri cinsten, ince ve narin, şiir gibi anlayacağın. Hiç hastanede yatmadım ama hastane sanki yüzlerce Elif ablanın, bembeyaz üniformaları ile uçuşarak gezdiği, koca bir cennetmiş gibi geliyor bana. Elif abla bana söz verdi, ben büyüyünceye kadar beni bekleyecek kimseyle evlenmeyecekmiş J J J
Dahası var. İğne olmakla iş bitmiyor, günde üç posta ilaç içiyorum. Buda yetmedi, aralarda da doping bitki çayı alıyorum. O da ne diye merak ettin değil mi? Anane çayı, hastaysan asla kaçarı yok, fincan fincan içirilir. Nane, limon, zencefil, ıhlamur, tarçın ve karanfilden oluşur. Çok yaman bir tadı var dostum, böööö diyeceğim ama senin gibi bitki hastası bir arkadaşın yanında ayıp olacak…
Hasta olmanın tek iyi yanı ise, kumandayı istediğim kadar elimde tutabiliyorum J Hatta kumanda ile uyuyorum desem abartmış olmam. Normalde evdeki kumanda hiyerarşisi şu şekildedir,

1 numara; babam
2  numara; halam
3 numara; büyükannem
4 numara; ben
Yani evde kimse yoksaL
İşte böyle dostum, hastalığımı henüz atlatabildim. Büyükbabanın hikayelerini benimle de paylaş lütfen, yeni veri transferini heyecanla bekliyor olacağım.
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………

Dostum senden gelecek yeni veri transferini bekleyemedim sana tekrar yazmak istedim.
Çünkü bugün okulda çok kötü bir şey oldu.  Haylazın biri bütün tuvaletlere  “BUNU YAZAN TOSUN OKUYANA KOSUN”  Yazmış.
Bütün okulda adı Tosun olan tek kişi olduğum için sorgusuz sualsiz, apar topar müdürün odasında buldum kendimi. Vallahide billahi de ben değilim dediysem de inandıramadım kimseyi.  Müdür babamı aramak için telefona uzandığında, korku ile attım kendimi yere, astım krizi geçirmeye çalıştım. O kadar titremişim ki Müdür deprem oluyor sanıp kendini odadan dışarı atmış. Çok şükür babamı aramasını engelledim. Nasıl olsa öğrenecek ancak önce benden duyması olayın etkisini yumuşatır belki bana inanır bile, bilmiyorum, akşamı korku içinde bekliyorum.  Baba krizini atlattıktan sonra, o yazıyı yazan ahmağı bulup okulun bahçesinde herkesin içinde itiraf ettireceğim.  Onu nasıl bulacağımı da sana anlatayım. Tuvaletlerdeki yazının fotoğrafını çektim. Okulda bunu yapabilecek kişilerin bir listesini hazırladım. Her teneffüste bunların sınıflarına girip defterlerindeki yazı stili ile tuvaletteki yazı stilini karşılaştıracağım. Biraz uzun sürecek belki ama olsun, bende Tosunsam bunu yapanın yanına komam.
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim Tosun,
Olanlara çok şaşırdım ama yazdığın cümlede, tüm okulu dehşete düşüren şey nedir onu da hiç anlamadım.  Yarın dilbilim profesörü Megadon 17  ile bu cümleyi paylaşıp çözümlemesini rica edeceğim. Bir keresinde benim ismimle de alay etmişlerdi. HOMİNİ de OMİNİ diye arkamdan bağırıp durmuşlardı.  Çok üzülmüştüm, annemle babama, adımı alay edilebilecek bir şekilde seçtikleri için çok kızmıştım. Şimdi ise hatırladıkça bende gülüyorum, gerçekten de çok komik değil mi? Demek istiyorum ki bazen olayları gereğinden fazla önemsiyorsun, aradan zaman geçtiğinde ise o kadar da önemsemek gerekmediğini anlıyorsun. Bence sen bu olaya çok takılma,  eğer ciddiye aldığını belli edersen daha çok üstüne gelmeye başlarlar. Hatta başkaları alay etmeden sen kendinle dalga geçmeyi öğrenirsen, inan ki insanlar sana takılmaktan keyif almayacaklar ve seni de adını da bir kenara bırakacaklardır, alay edecek başka konular bulacaklardır.
Şimdi sana bir bomba patlatmak istiyorum.  Yakın zamanda Dünyaya gelebilirim J Ne harika değil mi?  Babam dünyadaki enerji kaynakları üstüne bir araştırma ekibi kuruyor. Bu ekip daha önce dünyadan toplanan örnekleri inceleyeceği gibi, yeni örneklerde toplamak için dünyaya ziyarette bulunacakmış. Babamla bir pazarlık yaptık, eğer ödevlerimi zamanında yapar bu konuda hiç uyarı almazsam beni de seyahate götürecekmiş. O kadar heyecanlıyım ki anlatamam. Bu ziyarette seninle de tanışabileceğimizi umuyorum. Uzaydan getirmemi istediğin bir şey var mı? Varsa çekinme söyle. 
Şimdi hayal kurarak uykuya dalacağım, seninle parkta kaydıraktan kaydığımızı, salıncakta sallandığımızı, top oynadığımızı, derin sularda yüzdüğümüzü, bir yamacın tepe sinden kendimizi aşağıya bıraktığımızı hayal edeceğim.
Hayaller gerçek olsun.
Kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim,
Dünyaya mı geleceksiniz???  Bu bomba değil, resmen atom bombası.  Dünya uzaylılar tarafından ziyaret edilecek, bende kalkmış el yazısının stilinden adam bulup ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Bak Omniciğim eğer ben ilkel yöntemlerimle bu arkadaşı bulmazsam sen bana yardım edeceksin tamam mı? Gama ışını mı yoksa Beta ışını mı kullanırsın bilemem ama dostun için bir küçük iyilik yaparsın artık:)
Yatağımın yanına da bir yere yatağı yaparız sende benimle yatarsın. Sabaha kadar uyumadan sohbet ederiz. Kimseye çaktırmadan pizza ve kola da söyleriz, var ya süperrrr olacak.  Hediye olarak ta  playstation 5 çıktı ise ondan getirmen müthiş olur.
Şimdi bende hayal kurarak uyuyacağım. Ancak hayallerimde de olsa kendimi yamaçtan aşağıya bırakamam, 60 kilo olduğumu düşünürsen benim yere çakılmam seninkinden çok daha hızlı ve acı verici olacaktır. Benim hayallerimde sen ve ben ipad lerimizi almış minecraft oynuyoruz, bir elimizde bol ketçaplı patates cipsi diğer elimizde mega boy Fanta. Şimdiden ağzımın suyu akıyor J
Tatlı hayaller dostum.
Tosun.
……………………………………………………………………………………………………………
Kardeşim,
Hayallerin, hayallerimdir J Bu arada babam bana kaykay ve bisiklet eğitimi vermeye başladı bile. Yerçekimli bir ortamımız olmadığı için, çok komik oluyor, görmeni isterdim. Okuldakilerin, dünyaya ziyarete gideceğimi öğrenince, bana tavırları değişti. Oldukça popüler hale geldimJ Bu durumdan gayet memnunum ancak memnun olmayan tek bir kişi var. Annem. Henüz böyle bir yolculuğa katılamayacak kadar küçük olduğumu söylüyor,  bu konuda sürekli babamla tartışıyorlar. Babam  “ekibimde, dünya hakkında OMNİ kadar bilgisi olmayanlar var, ben oğluma güveniyorum”  diyerek son noktayı koydu. Annem ağlayarak odasına çıktı ve 3 gündür aşağıya inmiyor. Kadınlar!!!
Bakalım annemin inadı ne zaman kırılacak.
OMNİ 3.
……………………………………………………………………………………………………………
Sevgili Omni 3,
Kadınlar!!!  Bu şekilde yazman çok hoşuma gitti. Bu kelimeyi daha çooook yıllar söyleyeceğiz gibi bir his var içimde J
Madem kadınlardan bahsediyoruz sana daha yeni atlattığımız bir krizi yazmak istiyorum.
Geçen hafta kurstan geldiğimde halamı gözleri ışıl ışıl beni beklerken buldum. “Hadi üstünü hemen değiştir, seninle dışarı çıkıyoruz” dedi.  “İyi de nereye gideceğiz?” diye sordum. “Çok eğleneceğiz merak etme, yeni arkadaşlar edineceksin, seni arkadaşım ve çocukları ile tanıştıracağım” dedi. Kurstan yorgun gelmiştim ve yeni insanlarla tanışma fikri beni hiç cezbetmedi “ben yorgunum, evde kalacağım sen git” dedim.  O andan itibaren halam rüşvet kartlarını açmaya başladı J Hamburger, pizza, dondurma, sinema… verdikçe veriyor bende nazlandıkça nazlanıyorum J En sonunda “bak, bu insanlar havuzlu bir evde oturuyor, eğer onlarla arkadaş olursak bütün yaz bedava havuza girebilirsin” dedi. “işte bu!” diye bağırdım ve hemen üstümü değiştirip kendimi arabaya attım. Bu tatlı insanlarla tanışmak için bir AVM de buluştuk. Çocuk benden bir yaş, abisi 3-4 yaş büyüktü. İkisi ile de çok iyi anlaştık, AVM nin içindeki oyun parkında saatlerce-domates gibi kızarana kadar- oynadık. Oyundan sonra halamın vaat ettiği büyük pizzayı ve dondurmayı homini de gırtlak (çok pardon, alınmadın değil mi, homini de omini J) mideye indirdik.  İnanılmaz  eğlendik. Dönüş yolunda, halam onları eve bırakmayı teklif etti, bizim arabaya bindiler, tam yola koyulmuştuk ki, yeni arkadaşımın annesi “daha çok erken hemen ayrılmayalım bize çay içmeye gelin” dedi.  Bizde fazla nazlanmadan evet dedik. Arabayı otoparka park edip, bahçedeki patikadan evlerinin bulunduğu siteye girdik. Biraz yürümüştük ki havuzu gördüm, o an aklıma halamın söyledikleri geldi ve hiç düşünmeden “size bir şey söyleyeceğim” dedim. Herkes durdu merakla bana baktı. “Aslında biz sizinle havuzlu eviniz var diye arkadaşlık edecektik ama tanıyınca sizi o kadar çok sevdim ki eviniz havuzlu da olmasa yine de arkadaşlık ederdim” dedim.  Halamın yüzü sanki 10 km koşmuş gibi kızardı. Açıksözlülüğüm pek hoşuna gitmemişti anlaşılan.
Kadınlar!!! Hem dürüstlükten bahsederler, hem de dürüst olmamızı istemezler.
Neyse ki göbekten bir öpücük vererek bu krizi tatlıya bağladım.
Annenle ilgili krizi nasıl çözeceğini de anladın sanırım J
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………
Sevgili kardeşim,
Verdiğin tüyo için çok teşekkür ederim ancak bizim öpmek için dudağımız bulunmuyor L Biz sadece antenlerimizi sürterek duygu alışverişinde bulunuyoruz. 
Asıl önemlisi, hazırlıklar 10 Neptün günü sonra tamamlanıyor. Kavuşmamıza çok az kaldı sevgili dostum.
Kardeşin OMNİ 3.
……………………………………………………………………………………………………………
Harika!
Bir Neptün günü 16 saat kadar olduğuna göre 50 gün*16 saat=800 saat yapar, 800 saat/24 saat=33.33 gün yapar. Dostum yaklaşık 1 ay sonra yola çıkıyorsun, heyyo, yehhuuuu, yaba daba duuuuuuu J
Ama yolculuk ne kadar sürecek????? Saniyede 19 km hızla giden bir uzay aracının bile dünyadan 12 senede Neptün e ulaştığını duymuştum. Biz dünyada hızı saatle ölçüyoruz. Saniyede 19 km hız, saatte 68,400 km ye denk geldiğine göre, bu yüksek hızda bile 12 sene sürecek yolculuğun. Dostttummmm ben o kadar bekleyemem L
Kardeşin Tosun.
……………………………………………………………………….
Hahahhha. Dostum müthişsin. Matematikte bu kadar iyi olduğunu da yeni fark ettim J
Biz ışık hızında yolculuk yapabiliyoruz.
O zaman ne demeye hazırlık yapıyorsunuz, atlayın gelin, dediğini duyar gibi oluyorum.
Neptünü Size derste ne kadar anlattılar bilmiyorum. Neptün, güneşe en uzak gezegen dolayısı ile Dünyaya göre çok soğuktur. Daha açık anlatayım Neptün e gelen güneş sıcaklığı Dünyanın 900 de 1 idir. Sizin sıcak ortamınıza alışabilmek için Dünya smilatöründe hergün 5 saat antreman yapıyoruz. Başka hazırlıklarda var ama bütün bu bilgilerle kafanı şişirmek istemiyorum. Anlayacağın hazırlıkları tamamladık mı, ışık hızı ile dünyadayız J
Bekle beni dostum 33.33 dünya günü sonra yanındayım…
OMNİ 3.
…………………………………………………………………………………………………………..

Canım kardeşim,
Son veri transferin beni en çok mutlu eden mektubun oldu. Sahi ya ilk mektubu-veri transferini ne zaman almıştım, hayal meyal hatırlıyorum. Tam 4 sene önceydi. Babamın yaptığı çakma teleskobumla gökyüzüne bakıyordum, birden bir ışık saçan bir taşın mahallemizdeki kütüphanenin bahçesine düştüğünü gördüm. Koşarak bahçeye gittim, küçük taşı hemen cebime koyup ıslık çalarak sanki hiçbirşey olmamış gibi evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde koşarak odama çıktım, odamın kapısını kitledim ve taşı incelemeye başladım. Fosforlu katmanlarının arasında bir verici buldum. Vericiyi orama burama yapıştırdıktan sonra en nihayet alnıma yapıştırdığımda, senin bana gönderdiğin mesaj direkt beynime aktarıldı. “Hey dünyalı, ben Neptünlü OMNİ. Eğer arkadaşım olmak istiyorsan bana mesaj gönder” İşte o gün bugündür bu verici en yakın dostum oldu. Kim derdi ki bir gün yaklaşık 4 milyar km uzaktaki dostumla kavuşacağız. Hey gidi Omni hey J
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
YAZARIN NOTU; Bundan sonra bir mektuplaşma-veri transferi olmaz. Tam 33.33 gün sonra OMNİ ve TOSUN karşılaşır.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder