Uzaylı
kardeşim OMNİ 3,
Dünyada
hayat şu aralar çok sıkıcı. Şu aralar ailem fena halde kiloma takmış durumda. Bu
yüzden doktora götürüldüm desem inanır mısın? Evet bir gün okula gelip beni
dersten apartopar alıp doktora götürdüler, sanki yüzyılın suçlusunu yakalamış gibi,
doktor beyin önüne sürdüler. Doktor bey ise sabahtan beri 100 tane çocukla uğraştığı
için, ailemi son derece dikkatle dinlemiş
gibi yapıp, beni yalancıktan bir muayene edip, bir sürü nasihat verip, bizi
postaladı tabiî ki. Ancak o nasihatleri fazla ciddiye alan ailem, başta
çikolata olmak üzere, pizza, hamburger, kola, cips ve tüm şekerli yiyecek
içecekleri yasakladı.
Meyve
suyunu bile günde 1 taneyle sınırladılar, “inanılır gibi değil” dediğini duyar
gibi oluyorum. Neyse ki senin uzayda böyle dertlerin yok, ihtiyacın olan tüm
vitamin ve minerallari kapsül şeklinde alıyorsun biliyorum…
Keşke
çikolatanın da bir hapı olsaydı. Şöyle bir tane ağzına attığında midende 1 kilo
yemişsin etkisi yapacak, ağzından tadı saatlerce silinmeyecek bir çikolata hapı
olsa ne harika olurdu. Asla şişmanlamazsın J Sevgili kardeşim laboratuarlarınızda
bu hapı üretmeyi denemelisiniz, eğer başarabilirseniz dünyadaki milyarlarca
çocuk, bu hapı icat eden uzaylıyı, ABD
başkanlığına bile oturtabilirdi, evet biz çocuklar bu güce sahibiz ve sonsuz
enerji yerine, sadece sonsuz çikolata vaat edecek biri için bu gücü
kullanabiliriz.
Aslında
bir zaman makinesi yapıp geçmişe gitmek isterdim, evet bunu yapabilseydim
kesinlikle hayatım kurtulurdu. Çokbilmiş halam ve babamın çocukluğunda hiç de
öyle anlattıkları gibi mükemmel olmadıklarını kanıtlardım, onları kameraya
çeker, sonra şimdiki zamana döner, hodri meydan derdim. Babam neyse de, halam
yok mu halam, sanki bir melek!!! hep ders çalışmış, hep kitap okumuş, öyle ki
misafirliğe gittiklerinde bile doğruca evsahibinin kitaplığına koşar, bir tane
kitabı alır ve orada kaldıkları saatler içinde okuyup bitirirmiş. Bu da bir şey
mi? Babamla halamın çocukluğunda sık sık elektrik kesilirmiş, ama buda onları
durduramazmış ve cılız mumun ışığında 500 er sayfalık ansiklopedileri devirirlermiş.
AHHHH şu zaman makinesi olacak ki, ben size gösterirdim. Demek hiç çizgi film
seyretmeyip, sürekli kitap okudunuz, hiç baklava börek sucuk yemeyip,
sürekli, kabak, fasulye yediniz,
akşamları bahçede oyuna dalıp, akşam yemeği saatini hiç kaçırmadınız değil mi?
İşte
böyle kardeşim, dünyada çocukların hayatı çok zor. Uzayda seninle dertsiz
tasasız bir gün geçirmek için neler vermezdim.
Dünyalı
kardeşin, Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Merhaba,
uzaydan dünyaya baktığında görünen mavi gökyüzü, dünyadaki çocukların sıkıntılarını
maskeliyor olmalı, çünkü buradan baktığında dünya yaşamak için mükemmel bir yer
gibi görünüyor.
Çikolata
hapı konusunda çalışmamızı tavsiye etmişsin ancak önce çikolatayı keşfetmemiz
gerekiyor, nasıl bir vitamin bu? Sayfalar dolusu bahsettiğine göre, Siz
çocuklar için hayati bir önemi olmalı. Eğer formülünü gönderirsen ve
yararlarından bahsedersen, kişisel
eğitimcime konuyu açarım. Bu arada bir önceki mektubunda istediğin volkanik
patlama deneyinin formülünü sana ekte gönderiyorum.
Demek
uzayda hayatın çocuklar için dertsiz tasasız geçtiğini düşünüyorsun. Bu cümleni
okuduğumda öyle büyük bir kahkaha atmışım ki, göbeğim 1 metre ileri gidip
geldi, biliyorsun biz uzaylılar karnımızdan gülüyoruz. Keşke düşündüğün gibi
olsaydı, ancak çocuk, heryerde çocuk muamelesi görüyor işte. Benimde ailem, her
istediğimi yapmama izin vermiyor, daha dün arkadaşlarımla Mars a gitmeme engel
oldular. Neymiş efendim, Mars ın yüzeyindeki yaygın demiroksit alerjimi tetikliyormuş, sonra yataktan kalkamıyormuşum,
İĞNE yemek zorunda kalıyormuşum, …muşum,…muşum, böyle devam eden milyarlarca
cümleyi salisenin binde biri bir zaman aralığında söylediler. Bütün sınıf Mars
a gittiği gün, ben ailemle birlikte Neptün de, saatte 3000 km ye varan hızda
esen rüzgarda uçurtma uçurmaya çalıştım L Oysa Mars ta güzeller güzeli TETRA 8
in yanında olmak için neler vermezdim.
Uzaylı
kardeşin, OMNİ 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sevgili
Omni 3,
Mektubunu
okuduğumda ne kadar mutlu oldum anlatamam. Yanlış anlama, senin mutsuzluğundan,
mutlu olmadım elbet. Sadece güneşten 4 milyar 500 milyon km uzaklıktaki devasa
bir gezegende bile ailelerin böyle küçük şeylere kafayı takmaları beni
eğlendirdi, kendi sorunlarımı da küçük görmemi sağladı bu yüzden sana teşekkür
ederim.
Volkanik
patlama deneyinin formülü içinde çok teşekkür ederim. Tüm malzemeleri alıp
sabah büyük bir iştahla öğretmenimin yanına gittim ve kendisine formülü verdim.
Bütün sınıf ördek yavruları gibi dizilip öğretmenimizin peşine takıldık,
laboratuara gittik. Öğretmenimiz kapının kolunu birkaç kez çevirdi, açamayınca
içerde birileri var sanıp kapıyı çaldı ancak ses gelmedi. O zaman bütün
çocuklar kapıya hücum ettik, kimimiz kapının koluna asılıyor, kimi kapıyı
yumrukluyor kimi tekmeliyordu, acayip gaza gelmiştik ki öğretmenimiz sesini yükseltip,
“çocuklar bu kadar şamata yeter hadi sınıfa dönüyoruz, belli ki kapı kitli,
zorlamak anlamsız” diyerek bizi tekrar sınıfa götürdü. Biz sınıfa girince
öğretmenim kapının anahtarını almak için, öğretmenler odasına gitti, gidiş o
gidiş, bir ders geçti, iki ders geçti, tam 3 ders sonra öğretmenim yüzü
kıpkırmızı geri döndü, çok sinirli olduğu belli oluyordu, biz hep bir ağızdan “öğretmenim laboratuara ne zaman gidiyoruz” diye
bağırdık. Öğretmen “Laboratuara bugün gidemeyeceğiz çünkü laboratuardan sorumlu
öğretmenin tayini çıkmış anahtarı da yanında götürmüş” dedi. Sınıfta birkaç
saniye derin bir sessizlik oldu. Sonra sınıfın en bitirimi Hüdo bombayı
patlattı “Tayin olan öğretmenimiz neden anahtarı götürmüş ki, asıl laboratuarı
yanında götürseydi daha iyi olmaz mıydı”. İşte o an öğretmende dahil hepimiz
koptuk, resmen gülme krizine girdik.
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sevgili
Dostum,
3
gün sonra doğumgünümü kutlayacağız, benim için ne kadar özel bir olay olduğunu
anlayamazsın. Düşünsene, sen her 365 günde bir doğumgününü kutlayabiliyor ve
bir sürü hediyeler alabiliyorsun. Oysa benim ilk doğumgünüm için tam 164 yıl
beklemem gerekti.(1 Neptün yılı 164 Dünya yılına eşit) Heyecandan yerimde duramıyorum. Keşke senide
davet edebilseydim ancak Neptün de bulunduğumuz yerde sıcaklık -175 dereceyi
buluyor, sanırım böyle bir ortamda donardın.
Tabi
hediye göndermek istersen o başka J
Uzaylı
Kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sevgili
Omni 3,
Heyecanını
anlıyorum, ben doğumgünüm için 1 yıl beklemekten sıkılıyorum, senin 164 yıl
beklemiş olmanı hayretle karşılıyorum. Senin yerinde olsam 40 gün 40 gece
kutlama yaptırırdım. Eğer ailen bu fikre karşı çıkarsa, biz Türklerin böyle bir
adeti olduğunu söyleyebilirsin, inanmazlarsa internete girip bakabilirler.
Uzayda
doğumgünü nasıl kutlanır, inanılmaz merak ettim. Doğumgünü fotoğraflarını
instagrama koy ya da face e ekle, mutlaka görmeliyim. İnstagram deyince aklıma
geldi, sana anlatmadan geçemeyeceğim. Geçen
akşam cepten instagrama girmiştim, o sırada babaannem sütümü ısıtmış bana
vermek için eğildiğinde resimleri gördü ve nedir diye sordu. Açıkladığımda,
arkadaşlarımın fotoğraflarına instagram aracılığı ile ulaşmam karşısında şok
yaşadı. Buda bir şey mi, face, whats up, line da var derken babaannem “yeter,
yeter, aklımı kaybedeceğim, bizim zamanımızda insanlar telefonla konuşmak için
günlerce hat beklerdi, kapıya postacı gelip mektup bıraktığında günlerce
mektupla yatardım” diye söylene söylene, bulmacasına daldı.
İnanabiliyor
musun, babamın küçüklüğünde internet, cep telefonu diye birşey yokmuş. Onun
için o kadar üzüldüm ki, gözümden bir damla yaş bile aktı, babam çocukluğunu
hiç yaşamamış, yıllarca internetin keşfedilmesini beklemiş olmalı, zavallıcık L Akşam eve geldiğinde ona çok iyi
davranacağım…
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim
Tosun,
Doğumgünü
fotoğraflarımı sana göndermeyi çok isterim ancak bunun için facebook, instagram
vb kullanamayacağımı üzülerek belirtirim. Bahsettiğin teknolojiler bizim için
çok çok eski. Babamın babası bile doğduğunda veri transferi beyin dalgaları ile
yapılıyormuş.
Bu
arada 40 gün 40 gece kutlama fikri için teşekkür ederim. Babam” o kadar olmasa
da, 3 gün kutlama yapabiliriz” dedi. En
çok istediğim hediye ne olurdu biliyor musun? Bir günlüğüne dünyaya gelip senin
yerine geçebilmek. Senin sıkıcı dediğin
hayatı bir günlüğüne de olsa yaşayabilmek… AHHHH keşke uzaydan dünyayı
görebilseydin. Güneş sistemindeki en mükemmel gezegen, dostum. Her uzaylının hayalidir, birgün dünyada
yaşayabilmek.
Uzaylı
kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Dostum
Omni,
Bugün
evimiz bir hayli kalabalık. Yılbaşı kutlaması yapıyoruz, malum dünya güneşin
etrafında 365 gün daha döndü, her sene aynı şey, bir tantana ki sorma. İyi
tarafından bakarsak, bu gece sabaha kadar tıkınabilirim J Üstelik sağlıklı şeyler yemek zorunda
olmadığım tek gece bu, yuppppiiiii. Gelsin patates kızartmaları, ketçap, kola,
fanta, cips, çikolata J
J J
Bu
gece öyle bir geceki bütün şans oyunları da arka arkaya oynanır, tombala, OKEY,
lottary vb, bütün senenin şanssız geçtiğini ve bu tek gecede tüm şansı tek
başına ele geçirebileceğini hissedersin. Şans kapına gelmek istemezse ufak
tefek hilelerle kendi şansını da yaratabilirsin J Sen şimdi hile nedir onu da
bilmezsin, dostum.
Tam
ben tombalada 2. Çinko diye bağıracaktım ki, halam TV de çıkan 3 kadın
şarkıcıyı da göstererek içerinde hangisinin benim favorim olduğunu sordu. Babam
şöyle bir gerinerek “benim oğlum sesten iyi anlar” dedi. Kuzenim Fırat “yok
canım o daha 10 yaşında ne anlarmış sesten” diye konuşmaya katıldı. Soru bana
sorulmuştu ancak benim dışımda herkes bir yorum yapıyordu ki, birden “en iyisi
dopingli olan kadın” diye bağırdım. “Doping mi oda ne” diye herkes birbirine
bakıyordu ki halam “haaa, ben anladım, botokslu demek istiyorsun değil mi Tosun
cum” diyerek konuya açıklık getirdi. Benim dilimden bir tek halam anlar,
anlayışlı kadındır vesselam. Herkeste kahkaha tufanı koptu. Botokslu kadına dopingli
demem mi hoşlarına gitti, yoksa başka birşeyden mi bilmiyorum, sabaha kadar bu
konuya güldüler. Bense sıkılıp, yanıma 3 paket cips, 2 bar çikolata ve 1
litrelik kolayı alarak odama çekildim. Ve yeni yılın gelmesini hiç istemedim,
bu gece hiç bitmesin diye inleyerek paket paket cipslerime sarılarak uyudum.
Tosun
Kardeşin.
…………………………………………………………………………………………………………..
Merhaba
Tosunum,
(umarım
sana bu şekilde hitap ettiğim için bana kızmazsın, dünkü dersimizde dünyadaki hitap şekillerini
inceledik, eğitmenime senin ismini örnek gösterdim ve sevgi ifadesi ile
söylemek istediğimde nasıl hitap etmem gerektiğini sordum, Tosunumun uygun
olacağını söyledi, açıkçası benimde çok hoşuma gitti Tosunum :)
Yılbaşı
eğlencenizi gülmekten katılarak okudum. Bizim kapsülde (dünyadaki karşılığı ev)
hiç böyle eğlenceler olmaz. Ailemin en büyük eğlencesi dünyadan alınan bitki
numunelerini laboratuarda geliştirmekten öteye gitmez… Bitki demişken, dünyada
özellikle de ülkende binbir çeşit harika bitki yetişirken, sen cips, çikolata,
şekerlemelere tapıyorsun, buna gerçekten çok şaşırıyorum. Neptünde bir mısır
tarlasının içinde yuvarlanabilmek için neler vermezdim. Ya da ayçiçeği tarlası…
Şimdi
biraz araştırma yapmam lazım, eğitmenim, uzaydaki en uzak güneş sistemini 1
hafta boyunca gözlemleme ödevi verdi, eğer başarılı bir çalışma ortaya
çıkarırsam, bir sonraki seyahatte benide birlikte götüreceğine söz verdi J
Kardeşin
Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sevgili
Omnicik,
(madem
dünyadaki hitap şekillerini öğrenmek istiyorsun, sana onlardan biri ile
seslenmek istedim, birinin adının sonuna “cik” eki getirmekte sevgi ifadesidir,
özellikle çocuklara çok kullanılır)
Mektubundan
sonra, Neptün hakkında biraz araştırma yaptım. (Biz dünyalı çocuklarında hayatı
oyundan ibaret olduğunu sanıyordun değil mi, yeri gelince bizde araştırma
yapıyoruz) Yaşamak için en acayip gezegeni seçmişsiniz dostum. Tamam dünya
kadar konumu muhteşem başka bir gezegen yok kabul ediyorum ancak güneşe en uzak
gezegende neyin nesi? Güneşten 4 milyar
500 milyon km uzakta bir gezegende pek tabi ki hiçbirşey yetişmez. Aslında kötü
bir fikirde değil. Düşünsene hastalandığında nane, limon, zencefil karışımını
tatmak durumunda kalmıyorsun. BÖÖÖ tadı o kadar iğrenç ki zaten bu karışımı içme
fikri hastalanmama yetiyor. Tamam kızma dostum, bitkilere hakaret ettiğimi
düşünüyorsun biliyorum ama ben bitkileri yemeyi değil, seyretmeyi seviyorum,
tıpkı senin gibi J
Siz uzaylılarda bitkileri yemek için yetiştirmek istemiyorsunuz, sonuçta bir
tane hap bulup, sindirim sistemi olayınız çözmüşsünüz. Ama sizinki de yaşamak
mı? Şöyle tereyağlı bir Bursa iskenderi olmadan, acılı sosu ile Tekirdağ
köftesini hüpletip gümletmeden geçen hayata hayat mı denir??? Yeme içme
konusunda nerden geldik? Fena acıktırdı beni, kendimi hemen mutfağa atmam
gerek, veri transferi şeklindeki mektubunu
dört gözle bekliyorum.
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim,
Seninde
mi dört gözün var bizim gibi. Oysa ben insanların sadece iki gözü var diye
biliyordum, inan çok şaşırdım. Ortak bir noktamız daha olduğu içinde sevindim.
İyi
ki seninle arkadaş olmuşuz, yazdıkların beni çok heyecanlandırıyor, dünya ve
insanlar hakkında sayende çok şey öğreniyorum. Bir gün dünyaya gelirsem
insanlara nasıl davranacağım konusunda epey fikir sahibi oldum. Mesela
dostluğumu göstermek için yanımda mutlaka yiyecek getirmem gerekecek. Bir gün
mutlaka dünyaya ziyarete geleceğim o zaman seninle kırlarda uçurtma
uçurup, ağaçlara salıncak kurabiliriz,
gölde yüzüp, balık avlayabiliriz, tabi tuttuğumuz balıkların tadına sadece sen
bakabilirsin J
En çok da süt sağmak, tavukları kovalamak, vişne ağacının dallarına asılıp
sallayarak tüm vişneleri yere dökmek istiyorum. Yağmurdan sonra çıkan
gökkuşağının altından geçmek de harika olurdu. Dolu yağdığında çıplak ayak
etrafta koşup kafama takır takır dolu vurmasını ve sonrasında soba dediğiniz
nesnenin etrafında ısınmayı hayal bile edemiyorum.
Umarım
mutfakta ağzına layık bir şeyler bulmuşsundur.
Dostun
Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Dostum,
Çok
komiksin. Benim dört gözüm yok tabiî ki. Dört gözle beklemek Türkçede bir
deyimdir.. Sabırsızlıkla, heyecanla beklemeyi ifade eder. Ama dört göze sahip
olmakta süper olurdu, biraz hayal ettim, iki gözüm daha olsa nerde olsun
isterdim diye. Elimde olsa fena olmazdı. Elimi arkaya uzattığımda arkayı
görürdüm, aşağıya çevirdiğimde aşağıyı, yukarıya uzattığımda yukarısını, tıpkı
ayna gibi her yeri gösterirdi. Bence en uygun yer burası olurdu.
Mektubunda
dünyaya gelseydin benimle yapmak istediğin şeylerden bahsetmişsin. Dostum, o
bahsettiğin şeyleri daha ben bile yapamadım desem, inanır mısın? Şehirde
hayatımız bir siteye tıkılmış bir şekilde geçiyor. Sitenin içinde market,
kuaför, eczane, spor salonu, mini sinema, havuz, çocuk parkı, koşu ve yürüyüş
parkuru vb her şey var. Siteden dışarıya sadece bayramlarda büyükannemin elini
öpmek için çıkıyoruz. Elini öpmek dediysem bu da artık sadece bir deyim,
eskiden küçükler el öpüyorlarmış, karşılığında da hediye olarak mendil-çorap
falan alıyorlarmış. Ancak ben asla öpmem. Asla dediysem, 50 TL ye fit olurum,
her şeyin bir bedeli var sevgili kardeşim J
Dünyaya
gelmek için elini çabuk tut dostum… Biz insanlar dünyayı öyle büyük bir hızla
tüketiyoruz ki…. İklim değişikliği yüzünden kış gününde, penye ile dolaşıyoruz,
bir parça kar yağsın diye hergün dua ediyorum. Ben büyüdüğümde iklim bilimci
olacağım ve dünyada iklimin değişmesine sebep olan tüm teknolojiyi, ürünleri
yasaklayacağım. O güne kadar da kendi ailemin tüketimlerini denetlemeye adadım
kendimi. İlerleyen günlerde bu konuda neler yaptığımı seninle daha detaylı
paylaşacağım, seninde önerilerin varsa lütfen benimle paylaş dostum.
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………
Sevgili
kardeşim Tosun,
Mektubunu
heyecanla okudum. Çevre konusundaki hassasiyetin beni çok etkiledi. Dünyada
senin gibi bilinçli çocukların olması umut verici. Bu arada sana büyükannem ve büyükbabamla
kaldığım yerden yazıyorum. Babamın bir konferansa katılması gerekiyordu,
annemde onunla birlikte gitti, bende iki hafta kadar büyükbabamlarda kalacağım.
Büyükbabam çok eğlenceli biridir. Çok seyahat etmiş, evrende gitmediği gezegen
kalmamış, dünyaya bile iki kez gitmiş. Hatta bir keresinde neredeyse bir
insanla karşılaşıyormuş, tabi hemen ışık hızında uzay aracına dönmüş.
Büyükbabamın hikayelerini dinlemeye bayılıyorum. Bende büyüyüp kendi
maceralarımı yaşamak için sabırsızlanıyorum.
Dostun
Omni 3.
……………………………………………………………………………………………………..
Dostum
Omni ,
Sana
uzun süre veri transfer edemediğim için özür dilerim. 1 haftadır hasta
yatıyorum. Yatıyorum dediysem öyle bir elim yağda bir elim balda yatmıyorum
tabi. Günde iki kez iğne oluyorum. Sabah daha yüzümü bile yıkamaya fırsat bulamadan,
pijamamı açıp, kaba etime iğneyi batırıp çıkarmış oluyor, sevgili hemşire
ablacım. Ama ne tatlı biri, bir görsen, insan ona asla kızamıyor. Kocaman
zeytin gibi gözler var, saçları dümdüz beline kadar iniyor, sanki üflesen
uçacak dedikleri cinsten, ince ve narin, şiir gibi anlayacağın. Hiç hastanede
yatmadım ama hastane sanki yüzlerce Elif ablanın, bembeyaz üniformaları ile
uçuşarak gezdiği, koca bir cennetmiş gibi geliyor bana. Elif abla bana söz
verdi, ben büyüyünceye kadar beni bekleyecek kimseyle evlenmeyecekmiş J J J
Dahası
var. İğne olmakla iş bitmiyor, günde üç posta ilaç içiyorum. Buda yetmedi,
aralarda da doping bitki çayı alıyorum. O da ne diye merak ettin değil mi?
Anane çayı, hastaysan asla kaçarı yok, fincan fincan içirilir. Nane, limon,
zencefil, ıhlamur, tarçın ve karanfilden oluşur. Çok yaman bir tadı var dostum,
böööö diyeceğim ama senin gibi bitki hastası bir arkadaşın yanında ayıp olacak…
Hasta
olmanın tek iyi yanı ise, kumandayı istediğim kadar elimde tutabiliyorum J
Hatta kumanda ile uyuyorum desem abartmış olmam. Normalde evdeki kumanda
hiyerarşisi şu şekildedir,
1
numara; babam
2 numara; halam
3
numara; büyükannem
4
numara; ben
Yani
evde kimse yoksaL
İşte
böyle dostum, hastalığımı henüz atlatabildim. Büyükbabanın hikayelerini benimle
de paylaş lütfen, yeni veri transferini heyecanla bekliyor olacağım.
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………
Dostum
senden gelecek yeni veri transferini bekleyemedim sana tekrar yazmak istedim.
Çünkü bugün okulda çok kötü bir şey
oldu. Haylazın biri bütün
tuvaletlere “BUNU YAZAN TOSUN OKUYANA
KOSUN” Yazmış.
Bütün okulda adı Tosun olan tek kişi olduğum
için sorgusuz sualsiz, apar topar müdürün odasında buldum kendimi. Vallahide
billahi de ben değilim dediysem de inandıramadım kimseyi. Müdür babamı aramak için telefona
uzandığında, korku ile attım kendimi yere, astım krizi geçirmeye çalıştım. O
kadar titremişim ki Müdür deprem oluyor sanıp kendini odadan dışarı atmış. Çok
şükür babamı aramasını engelledim. Nasıl olsa öğrenecek ancak önce benden
duyması olayın etkisini yumuşatır belki bana inanır bile, bilmiyorum, akşamı
korku içinde bekliyorum. Baba krizini
atlattıktan sonra, o yazıyı yazan ahmağı bulup okulun bahçesinde herkesin
içinde itiraf ettireceğim. Onu nasıl
bulacağımı da sana anlatayım. Tuvaletlerdeki yazının fotoğrafını çektim. Okulda
bunu yapabilecek kişilerin bir listesini hazırladım. Her teneffüste bunların
sınıflarına girip defterlerindeki yazı stili ile tuvaletteki yazı stilini
karşılaştıracağım. Biraz uzun sürecek belki ama olsun, bende Tosunsam bunu
yapanın yanına komam.
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim Tosun,
Olanlara çok şaşırdım ama yazdığın cümlede,
tüm okulu dehşete düşüren şey nedir onu da hiç anlamadım. Yarın dilbilim profesörü Megadon 17 ile bu cümleyi paylaşıp çözümlemesini rica
edeceğim. Bir keresinde benim ismimle de alay etmişlerdi. HOMİNİ de OMİNİ diye
arkamdan bağırıp durmuşlardı. Çok üzülmüştüm,
annemle babama, adımı alay edilebilecek bir şekilde seçtikleri için çok
kızmıştım. Şimdi ise hatırladıkça bende gülüyorum, gerçekten de çok komik değil
mi? Demek istiyorum ki bazen olayları gereğinden fazla önemsiyorsun, aradan
zaman geçtiğinde ise o kadar da önemsemek gerekmediğini anlıyorsun. Bence sen
bu olaya çok takılma, eğer ciddiye
aldığını belli edersen daha çok üstüne gelmeye başlarlar. Hatta başkaları alay
etmeden sen kendinle dalga geçmeyi öğrenirsen, inan ki insanlar sana
takılmaktan keyif almayacaklar ve seni de adını da bir kenara bırakacaklardır,
alay edecek başka konular bulacaklardır.
Şimdi sana bir bomba patlatmak
istiyorum. Yakın zamanda Dünyaya
gelebilirim J Ne
harika değil mi? Babam dünyadaki enerji
kaynakları üstüne bir araştırma ekibi kuruyor. Bu ekip daha önce dünyadan
toplanan örnekleri inceleyeceği gibi, yeni örneklerde toplamak için dünyaya
ziyarette bulunacakmış. Babamla bir pazarlık yaptık, eğer ödevlerimi zamanında
yapar bu konuda hiç uyarı almazsam beni de seyahate götürecekmiş. O kadar heyecanlıyım
ki anlatamam. Bu ziyarette seninle de tanışabileceğimizi umuyorum. Uzaydan
getirmemi istediğin bir şey var mı? Varsa çekinme söyle.
Şimdi hayal kurarak uykuya dalacağım, seninle
parkta kaydıraktan kaydığımızı, salıncakta sallandığımızı, top oynadığımızı,
derin sularda yüzdüğümüzü, bir yamacın tepe sinden kendimizi aşağıya
bıraktığımızı hayal edeceğim.
Hayaller gerçek olsun.
Kardeşin Omni 3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Kardeşim,
Dünyaya mı geleceksiniz??? Bu bomba değil, resmen atom bombası. Dünya uzaylılar tarafından ziyaret edilecek,
bende kalkmış el yazısının stilinden adam bulup ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Bak Omniciğim eğer ben ilkel yöntemlerimle bu arkadaşı bulmazsam sen bana yardım
edeceksin tamam mı? Gama ışını mı yoksa Beta ışını mı kullanırsın bilemem ama
dostun için bir küçük iyilik yaparsın artık:)
Yatağımın yanına da bir yere yatağı yaparız
sende benimle yatarsın. Sabaha kadar uyumadan sohbet ederiz. Kimseye
çaktırmadan pizza ve kola da söyleriz, var ya süperrrr olacak. Hediye olarak ta playstation 5 çıktı ise ondan getirmen müthiş
olur.
Şimdi bende hayal kurarak uyuyacağım. Ancak
hayallerimde de olsa kendimi yamaçtan aşağıya bırakamam, 60 kilo olduğumu
düşünürsen benim yere çakılmam seninkinden çok daha hızlı ve acı verici
olacaktır. Benim hayallerimde sen ve ben ipad lerimizi almış minecraft
oynuyoruz, bir elimizde bol ketçaplı patates cipsi diğer elimizde mega boy
Fanta. Şimdiden ağzımın suyu akıyor J
Tatlı hayaller dostum.
Tosun.
……………………………………………………………………………………………………………
Kardeşim,
Hayallerin, hayallerimdir J Bu arada babam bana kaykay ve bisiklet
eğitimi vermeye başladı bile. Yerçekimli bir ortamımız olmadığı için, çok komik
oluyor, görmeni isterdim. Okuldakilerin, dünyaya ziyarete gideceğimi öğrenince,
bana tavırları değişti. Oldukça popüler hale geldimJ Bu durumdan gayet memnunum ancak memnun
olmayan tek bir kişi var. Annem. Henüz böyle bir yolculuğa katılamayacak kadar
küçük olduğumu söylüyor, bu konuda
sürekli babamla tartışıyorlar. Babam
“ekibimde, dünya hakkında OMNİ kadar bilgisi olmayanlar var, ben oğluma
güveniyorum” diyerek son noktayı koydu.
Annem ağlayarak odasına çıktı ve 3 gündür aşağıya inmiyor. Kadınlar!!!
Bakalım annemin inadı ne zaman kırılacak.
OMNİ 3.
……………………………………………………………………………………………………………
Sevgili Omni 3,
Kadınlar!!!
Bu şekilde yazman çok hoşuma gitti. Bu kelimeyi daha çooook yıllar
söyleyeceğiz gibi bir his var içimde J
Madem kadınlardan bahsediyoruz sana daha yeni
atlattığımız bir krizi yazmak istiyorum.
Geçen hafta kurstan geldiğimde halamı gözleri
ışıl ışıl beni beklerken buldum. “Hadi üstünü hemen değiştir, seninle dışarı
çıkıyoruz” dedi. “İyi de nereye
gideceğiz?” diye sordum. “Çok eğleneceğiz merak etme, yeni arkadaşlar edineceksin,
seni arkadaşım ve çocukları ile tanıştıracağım” dedi. Kurstan yorgun gelmiştim ve
yeni insanlarla tanışma fikri beni hiç cezbetmedi “ben yorgunum, evde kalacağım
sen git” dedim. O andan itibaren halam
rüşvet kartlarını açmaya başladı J
Hamburger, pizza, dondurma, sinema… verdikçe veriyor bende nazlandıkça
nazlanıyorum J En
sonunda “bak, bu insanlar havuzlu bir evde oturuyor, eğer onlarla arkadaş
olursak bütün yaz bedava havuza girebilirsin” dedi. “işte bu!” diye bağırdım ve
hemen üstümü değiştirip kendimi arabaya attım. Bu tatlı insanlarla tanışmak için bir AVM de buluştuk. Çocuk benden
bir yaş, abisi 3-4 yaş büyüktü. İkisi ile de çok iyi anlaştık, AVM nin içindeki
oyun parkında saatlerce-domates gibi kızarana kadar- oynadık. Oyundan sonra
halamın vaat ettiği büyük pizzayı ve dondurmayı homini de gırtlak (çok pardon,
alınmadın değil mi, homini de omini J)
mideye indirdik. İnanılmaz eğlendik. Dönüş yolunda, halam onları eve
bırakmayı teklif etti, bizim arabaya bindiler, tam yola koyulmuştuk ki, yeni
arkadaşımın annesi “daha çok erken hemen ayrılmayalım bize çay içmeye gelin”
dedi. Bizde fazla nazlanmadan evet
dedik. Arabayı otoparka park edip, bahçedeki patikadan evlerinin bulunduğu
siteye girdik. Biraz yürümüştük ki havuzu gördüm, o an aklıma halamın
söyledikleri geldi ve hiç düşünmeden “size bir şey söyleyeceğim” dedim. Herkes
durdu merakla bana baktı. “Aslında biz sizinle havuzlu eviniz var diye
arkadaşlık edecektik ama tanıyınca sizi o kadar çok sevdim ki eviniz havuzlu da
olmasa yine de arkadaşlık ederdim” dedim.
Halamın yüzü sanki 10 km koşmuş gibi kızardı. Açıksözlülüğüm pek hoşuna
gitmemişti anlaşılan.
Kadınlar!!! Hem dürüstlükten bahsederler, hem
de dürüst olmamızı istemezler.
Neyse ki göbekten bir öpücük vererek bu krizi
tatlıya bağladım.
Annenle ilgili krizi nasıl çözeceğini de
anladın sanırım J
Kardeşin Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………
Sevgili kardeşim,
Verdiğin tüyo için çok teşekkür ederim ancak
bizim öpmek için dudağımız bulunmuyor L Biz
sadece antenlerimizi sürterek duygu alışverişinde bulunuyoruz.
Asıl önemlisi, hazırlıklar 10 Neptün günü
sonra tamamlanıyor. Kavuşmamıza çok az kaldı sevgili dostum.
Kardeşin OMNİ 3.
……………………………………………………………………………………………………………
Harika!
Bir Neptün
günü 16 saat kadar olduğuna göre 50 gün*16
saat=800 saat yapar, 800 saat/24 saat=33.33 gün yapar. Dostum yaklaşık 1 ay
sonra yola çıkıyorsun, heyyo, yehhuuuu, yaba daba duuuuuuu J
Ama
yolculuk ne kadar sürecek????? Saniyede 19 km hızla giden bir uzay aracının
bile dünyadan 12 senede Neptün e ulaştığını duymuştum. Biz dünyada hızı saatle
ölçüyoruz. Saniyede 19 km hız, saatte 68,400 km ye denk geldiğine göre, bu
yüksek hızda bile 12 sene sürecek yolculuğun. Dostttummmm ben o kadar
bekleyemem L
Kardeşin
Tosun.
……………………………………………………………………….
Hahahhha.
Dostum müthişsin. Matematikte bu kadar iyi olduğunu da yeni fark ettim J
Biz
ışık hızında yolculuk yapabiliyoruz.
O
zaman ne demeye hazırlık yapıyorsunuz, atlayın gelin, dediğini duyar gibi
oluyorum.
Neptünü
Size derste ne kadar anlattılar bilmiyorum. Neptün, güneşe en uzak gezegen
dolayısı ile Dünyaya göre çok soğuktur. Daha açık anlatayım Neptün e gelen
güneş sıcaklığı Dünyanın 900 de 1 idir. Sizin sıcak ortamınıza alışabilmek için
Dünya smilatöründe hergün 5 saat antreman yapıyoruz. Başka hazırlıklarda var
ama bütün bu bilgilerle kafanı şişirmek istemiyorum. Anlayacağın hazırlıkları
tamamladık mı, ışık hızı ile dünyadayız J
Bekle
beni dostum 33.33 dünya günü sonra yanındayım…
OMNİ
3.
…………………………………………………………………………………………………………..
Canım
kardeşim,
Son veri
transferin beni en çok mutlu eden mektubun oldu. Sahi ya ilk mektubu-veri transferini
ne zaman almıştım, hayal meyal hatırlıyorum. Tam 4 sene önceydi. Babamın
yaptığı çakma teleskobumla gökyüzüne bakıyordum, birden bir ışık saçan bir
taşın mahallemizdeki kütüphanenin bahçesine düştüğünü gördüm. Koşarak bahçeye
gittim, küçük taşı hemen cebime koyup ıslık çalarak sanki hiçbirşey olmamış
gibi evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde koşarak odama çıktım, odamın kapısını
kitledim ve taşı incelemeye başladım. Fosforlu katmanlarının arasında bir
verici buldum. Vericiyi orama burama yapıştırdıktan sonra en nihayet alnıma
yapıştırdığımda, senin bana gönderdiğin mesaj direkt beynime aktarıldı. “Hey
dünyalı, ben Neptünlü OMNİ. Eğer arkadaşım olmak istiyorsan bana mesaj gönder”
İşte o gün bugündür bu verici en yakın dostum oldu. Kim derdi ki bir gün
yaklaşık 4 milyar km uzaktaki dostumla kavuşacağız. Hey gidi Omni hey J
Kardeşin
Tosun.
…………………………………………………………………………………………………………..
YAZARIN
NOTU; Bundan sonra bir mektuplaşma-veri transferi olmaz. Tam 33.33 gün sonra
OMNİ ve TOSUN karşılaşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder